HAK-İŞ Konfederasyonu ve Hizmet-İş Sendikası Genel Lideri Mahmut Arslan, Hizmet-İş Sendikası Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısının açılışında konuştu.
Hizmet-İş Sendikası 14. Genel Kurulu’nun ardından yeni bir dönemin başladığını belirten Arslan, şunları söyledi:
“Yeni dönemdeki ilk hedefimiz 2023 Ocak ayı sendika üye sayısı istatistiklerini lehimize çevirmekti. Tüm teşkilatımıza canı gönülden teşekkür ediyorum. Çünkü çok büyük bir başarıya imza attılar. Türkiye’nin en büyüğü ilan edildi. sendika 276 bin üyeye ulaştı.Bu elbette büyük bir başarı ama bizim iş kolumuzda 400 bin civarında sendikasız işçi var.Yetkili olduğumuz yerde 38 bin sendika üyesi olmayan ve maaşlı personel var. Dayanışma aidatlarını daha da büyütmemiz lazım.Sendikalı olmayan tüm işçileri sendikamıza dahil etmek için çalışmalarımıza hız kesmeden devam etmeliyiz.”
Arslan, sendikal hareketin durma noktası olmadığını, sendikal örgütlenme çalışmalarının mücadele, azim, kararlılık ve inançla sürdürülmesi gerektiğini belirtti.
“Ülkemizin ve dünyanın en büyüğü olmalıyız. HAK-İŞ’i Türkiye’nin ve dünyanın en büyüğü yapmalıyız. HAK-İŞ’in büyümesi için üye sendikalarımızın büyümesi gerekiyor. 20 bini Hizmet-İş’ten olmak üzere 38 bin HAK-İŞ üyesi, Demek ki HAK-İŞ’i büyütmenin yolu Servis-İş’i büyütmekten geçiyor, HAK-İŞ de Hizmet-İş de olması gereken yerde değil. Daha da ileri gitmemiz lazım HAK-İŞ’ Bugün HAK-İŞ’in değerlerine, unsurlarına, tarihsel yürüyüşüne baktığımızda HAK-İŞ 825 bin değil 8 milyon olmalı Yapabilir miyiz, yapabiliriz. birlikteliğimizi 276 binden 500 bine çıkartabiliriz.Potansiyelimiz var.O halde yeni hedeflere, yeni mücadelelere hazır olmamız gerekiyor..Bu buluşma yeni bir hareket ve heyecan yaratmak için bir meydan okuma olacak.Bu Hizmette bunu görüyorum. -İş örgütü.”
“Yüce Hakem Kurulu yanlıştan dönmelidir”
Arslan, Kamu Çerçeve Protokolü’nün belediyelerde uygulanmamasının büyük sorun olduğunu belirterek, belediyeleri ve belediye şirketlerini Kamu Çerçeve Protokolü’ne dahil etmek için mücadele ettiklerini dile getirdi.
Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile seçim öncesi anlaşmaya vardıklarını vurgulayan Arslan, yeni kabine ile söz konusu anlaşmada ilerleme kaydedemeyeceklerini söyledi.
Arslan, Yüksek Hakem Kurulu’nun diğer yıllardan farklı olarak bu yıl ilk kez Kamu Çerçeve Protokolü’nün ilke kararlarını dikkate alma eğiliminde olduğunu ancak bazı belediye başkanlarının girişimleriyle bu tutumun değiştiğini belirtti. Ekim ayında ne değişti ki vazgeçtiniz? Ne oldu, enflasyon mu düştü, belediyelerin imkanları mı kısıldı? Belediyeler maaş ödeyemez duruma mı geldi? Bu yanlış kararın geri alınmasını, aksi takdirde Yüksek Hakem Kurulu’nun bağımsız duruşunun zedelenmesini, kimsenin maaşını ödeyememesini talep ediyoruz. İzin verilmemeli.” dedi.
“52 gün ek ödeme için yasal düzenleme yapılmalı”
Arslan, 6772 sayılı Kanun’da kamu kurum ve kuruluşları ile mahalli idarelerde görev yapan ekip çalışanlarına ödenen 52 gün tutarındaki ek ödemelerin, mahalli idarelerin iştirak/şirketlerinde çalışan personele yargı kararları nedeniyle ödenmediğini bildirdi. , yasadaki açık karara rağmen.
Belediye şirketlerinin çalışanlarına yılda 52 gün ek ödeme talebini yineleyen Arslan, “Bu nedenle 6772 Sayılı Kanun ile Kamu Çerçeve Protokolüne yasal düzenleme yapılmasını içeren ek bir madde ekledik. belediye firmalarına 52 gün ek ödeme yapılmasına izin verilmesi. İnşallah yeni dönemde bu uygulama hayata geçirilir. Çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” dedi.
Belediyelerde yaptıkları başarılı toplu iş sözleşmelerinin yüksek enflasyon nedeniyle zamanla eridiğini belirten Arslan, sözleşme imzaladıkları birçok belediyeden ek protokol talep ettiklerini vurguladı.
İstanbul’da ilçe belediyelerinde çalışan emekçilerin düşük ücretle çalıştırıldığını ve belediye yönetimlerinin tüm girişimlerine rağmen ek protokol yapmaya yanaşmadığını belirten Arslan, yaptıkları araştırmada işçilerin büyük çoğunluğunun belediye şirketlerinde çalıştığını tespit ettiklerini söyledi. ek iş yapmak zorunda kaldı.
“Enflasyon ücretlilerin milli gelirdeki payını düşürüyor”
Arslan, Kamu Çerçeve Protokolü’nün imzalanmasının ardından kamuda farklı statüde çalışanların kamu personel fiyatlarını gündeme getirmeye başladığına dikkat çekti. altındakamu personeli fiyatlarının karşılaştırılmasına tepki gösterdi.
Belediyelerde çalışan işçilerin büyük bölümünün taban fiyat seviyesinde ücret aldığını belirten Arslan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Birinin aldığı fiyat çok fazla diyemeyiz. Bu enflasyonist sistem doğal olarak ücretlilerin milli gelirdeki payını düşürürken, sermayenin milli gelir içindeki payını yükseltiyor. Enflasyon da böyle bir şey. fakirden zengine.Temmuzdaki enflasyon aldığımız fiyat artışını elimizden aldı.Çalışanları birbirine düşürecek sözler kullanmak ayıp.Gelin sanayide çalışın bakalım.Bu işlere girmeyin. Tüm emekçilerin daha yüksek ücret almalarını destekliyoruz ancak kendi üyelerimizin de insan onuruna yakışır bir ücret almalarını talep ediyoruz.”
